22.01.2010

YETENEK SİZSİNİZ...

Ülkemizde de benzerleri yapılmaya çalışılan çoğu zaman insanların kendilerini komik duruma düşürmekten öteye gidemedikleri yarışmanın bir benzeride Ukranya da yapılıyor.Yarışmaya katılmak isteyenlerin izleyip,katılmak için tekrar düşünmelerini sağlayacak bir video...
Katılacaksanız bunun gibi bişeyler yapın,bizde keyifle seyredelim.

19.01.2010

2010 Ford F-150 SVT Raptor




2010 Ford F-150 SVT Raptor Specs:

Base price: TBA
Engine: 5.4-liter V-8
Valvetrain: SOHC, three valves per cylinder
Horsepower: 310 @ 5,000 rpm (gas) / 320 @ 5,000 rpm (E85)
Torque (pounds-feet): 365 @ 3,500 rpm (gas) / 390 @ 3,500rpm (E85)
Transmission: Six-speed automatic
Axle ratio: 4.10
Suspension (f/r): Unequal-length control arms, coilover shocks/single-stage leaf spring, piggyback reservoir shocks
Steering: Power rack and pinion
Brakes (f/r): 13.78-inch vented discs / 13.7-inch vented discs
Wheels/tires: Cast-aluminum 17x8.5-inch/LT315/70R17 BFGoodrich All-Terrain
Wheelbase (in.): 133.1
Length (in.): 222.1
Width (in.): 86.6
Height (in.): 78.4
Track (in.): 73.6
Curb Weight (lb.): 5,888 (preliminary)
Ground clearance (in.): 11.2
Approach (deg.): 29.8
Departure (deg.): 26.1
Breakover (deg): 20.8
Maximum towing capacity (lb.): 6,000
Fuel capacity (gal.): 26.0
EPA mileage estimates (mpg): TBA
Seating capacity: 5
More...

15.01.2010

Atatürk’ün Yaveri Muzaffer Kılıç anlatıyor...

Bir gün Atatürk'le beraber Abidinpaşa'dan gelip Samanpazarı yoluyla Ulus'a geçiyorduk.
O zamanlar Samanpazarı'nda bulunan üç beş dükkandan birisi Ali Efendi isimli kitapçıya aitti. Kitapçı dükkanının kepenklerinde, nefis bir halı asılmış duruyordu. Harp yıllarının sonu olduğundan hiçbir yerde, hele Ankara’da böyle güzel bir şey görmek pek şaşırtıcı olduğu için bu halı Atatürk'ün de dikkatini çekti. Hemen arabayı durdurup indik.

Beraberce dükkana yürüdük. Kitapçı, Ata'yı görünce, buyurun Paşam diyerek heyecanla bir emri olup olmadığını sordu. Paşa da bu halıyı çok güzel bulduklarını ifade ettiler. Kitapçı;
- "Paşam, bu halı bir müşterimin. Paraya ihtiyacı olmuş, satılması için bana bıraktılar. Benimle bir ilgisi yok" dedi.
Atatürk, böyle güzel bir halının çok kıymetli olduğunu, bunu halı sahibinin nereden almış olabileceğini öğrenmek istediler. Kitapçı ezile büzüle;
- "Paşam, emanet koyan isminin söylenmemesini özellikle rica ettiler, müsaade ederseniz ismini söylemeyeyim" dedi.
Bu sefer Atatürk daha çok merak edip;
- "Çocuk, belki halıyı almak isteyeceğiz. Kimin ve kaça olduğunu öğrenmek isteriz" dediler.
Kitapçı;
- "Paşam 40 lira istemişlerdi " deyip yine halı sahibinin ismini vermedi. Atatürk halı sahibini iyice merak edip ısrar edince de, kitapçı istemeyerek ve sıkılarak;
- "Abdülhalim Çelebi Hazretlerinin Paşam " dedi.

Abdülhalim Efendi, Mevlana sülalesinden gelmiş, Konya milletvekili olarak Mecliste görev yapıyordu. Kapısı herkese daima açık, cömert, gayet güzel konuşan, Mevlevi kalpağı ile gezen, akıllı, sevimli, hoş sohbet, özü sözü doğru bir kişiydi.
Atatürk, bu cevabı alınca çok duygulandı ve bana dönerek dükkana 40 lira bırakmamı emretti.
Hemen parayı bıraktım. Kitapçı halıyı koşarak indirip paket yapmaya koyuldu.
Bu arada Atatürk, Abdülhalim Efendi'nin kişiliğinden övgüyle bahsederek;
- "Abdülhalim Efendi, evde halısını satacak kadar parasız kalıyor ama, kapısını kimseye kapamıyor" diyerek onu övdü. Sonra da kitapçıya dönerek;

- "Bana bak, halıyı biz alıyoruz. Fakat halıyı Abdülhalim Efendi'nin evine yollayınız, biz oradan aldırırız. Akşamüzeri de kendilerine bir kahve içmek için geleceğimizi söyleyiniz." dediler. Kitapçı bu davranışa şaşırmış bize bakarken, arabaya binip uzaklaştık.

Aynı akşam Abdülhalim Efendi'nin evine gittik. Kendisi bizi avlu kapısında karşıladı.
Eve girince baktım halı, kapı arkasında paketli olarak duruyordu. Mütevazı evinde minderlere oturuldu, kahveler içildi.
Abdülhalim Efendi;

- "Paşam halıyı almışsınız. Fakat halı evime geri geldi. Müsaade ederseniz, arabanıza koyduralım." dedi.
Atatürk de;
- "Abdülhalim Efendi halı yine bizim olsun. Biz arada sırada sana kahve içmeye geldikçe onun üzerinde kahvemizi içeriz." diyerek halıyı açtırdılar ve odaya serdirdiler.

Kahveler içildi ve sohbet edildi. Giderken Abdülhalim Efendi yine bizi kapıya kadar uğurlayarak;
- "Paşam eğer müsaadeniz olursa halıyı…" derken Atatürk sözünü keserek mütebessim;

- "Abdülhalim Efendi, onu sana emaneten bırakıyoruz. Her gelmemizde onu burada görmek ve üzerinde oturmak isteriz." diyerek veda edip ayrıldılar.

Böylece Atatürk, Abdülhalim Çelebi Efendi'ye, kitapçıya bile belli etmemeye çalışarak ihtiyacı olan yardımı yapmış, fakat halıyı almamışlardı.

Bu ibret verici anı; O büyük asker, devlet adamı ve devrimci liderin, en az bu nitelikleri kadar büyük olan insanlığını anlatmasının yanı sıra, onun, gerçek dindar ve üstelik bir tarikat mensubu olan Çelebiye saygısını göstermesi bakımından da ayrı bir önem taşıyor.

Abdülhalim Efendi, o halıyı Konya Mevlânâ Müzesi kurulunca oraya armağan etmiştir. Görülüyor ki, Abdülhalim Efendi de bu asil davranışı kötüye kullanmamış ve halıyı sahiplenmeyip, layık olduğu yere armağan etmiştir. (1922).

Ayrıca; Herkese açık sofrasını sürdürebilmek için halısını satan bir tarikat ehlinin, dini siyasete alet ederek para, mevki ve güce ulaşan, yurt içinde ve dışında saf ve eğitimsiz vatandaşları sömürerek trilyonluk mal varlıklarının sahibi olup sefa süren, günümüz din ve tarikat bezirganlarından farklılığını da ortaya koyuyor.

Tabii, anlayana ve anlamaktan yana nasibi olanlara !

Alıntı : Atatürk’ten Hiç Yayınlanmamış Anılar / Prof. Yurdakul Yurdakul

Hayat cetele tutmak degildir...

Hayat;
Seni kac kisinin aradigi, kiminle ciktigin, cikiyor oldugun veya cikacagin demek de degildir.
Kimi optugun, hangi sporu yaptigin, kimlerin seni sevdigi de degildir.
Hayat, ayakkabilarin, sacin, derinin rengi de degildir.
Nerede yasadigin veya hangi okula gittigin de degildir.
Aslında hayat; notlar, para, giysiler, girmeyi basardigin ya da basaramadigin okullar da degildir.
Hayat;
Kimi sevdigin ve kimi incittigindir.
Kendin için neler hissettigindir.
Guven, mutluluk, sefkattir.
Arkadaslarina destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktir.
Hayat;
Kiskancligi yenmek, onemsemeyi ogrenmek ve guven gelistirmektir.
Ne dedigin ve ne demek istedigindir.
Insanlarin sahip olduklarini degil, kendilerini oldugu gibi gormektir.
Her seyden onemlisi hayati, baskalarinin hayatini olumlu yonde etkilemek icin kullanmayi secmektir.
Iste hayat bu secimden ibarettir.
Insanlarin en acizi dost edinemeyen,
ondan daha acizi ise dost kaybedendir.

Charles Eguone

6.01.2010

Az kaldı,yıllardır olur mu dediğim film 2010 da vizyonda

İstanbul birgün mutlaka fetholunacaktır.
Ne güzel askerdir o asker
Ne güzel komutandır o komutan
Hz. Muhammed (S.A.V)

Geçmiş Olsun Kenan

Sakarya’daki motokros pistinde arkadaşlarıyla 2010 sezonuna yönelik antrenman sürüşleri yapan Kenan Sofuoğlu’nun, sol ayak bileği kırıldı.

Milli motosikletçi, kış aylarında memleketi Sakarya’da sezona hazırlık antrenmanı yaptığını anlattı. 2010 Dünya Şampiyonası hazırlıklarını sürdürürken talihsizlik yaşadığını ifade eden Sofuoğlu, üzücü olayı şöyle anlattı:

"Motokros pistinde kondisyon antrenmanı yapıyordum. Kış aylarında bunu haftanın 3-4 günü yapıyorum. Dün antrenman sırasında sol ayak bileğim döndü. Bu sırada ayağımın kırıldığını hissettim ve hastaneye gittim. Motordan düşmemiştim ama yine de kırıldı. İspanya’nın Valencia kentinde yapılan test sürüşlerinde düşmüştüm ve sol bileğimde zedelenme vardı. Doktorlar ayağımın 3 ay alçıda kalması gerektiğini söylediler."
22-24 Ocak tarihlerinde Portekiz’de resmi test sürüşlerinin olduğunu ve katılıp katılamayacağı yönünde sıkıntılar yaşanacağını dile getiren Sofuoğlu, "Kırıkla ilgili doktorlar ameliyata gerek görmedi. Doğal yollardan daha hızlı iyileşecek. Ben resmi testlere katılmak istiyorum. 3 hafta sonra Portekiz’e gidip orada tekrar doktorlarımla durum değerlendirmesi yapacağım" diye konuştu.

Resmi testlere katılmaması halinde şampiyonaya 1-0 geride başlamış gibi olacağını ifade eden milli motosikletçi, "Takım 2010 için en büyük yatırımı benim için yaptı. Takım menajerini de arayarak üzücü olayı söyledim. 2007 yılında şampiyon olduğum sezon öncesi de sağ el bileğimi kırmıştım. Umarım bu sezonda sezonu şampiyonlukla tamamlarım" dedi.